28 Mayıs 2012 Pazartesi

psicavcavlar ne oldum değil ne olacağım diyor...:)

kim olduğumuz hakkında konuştuk,peki biz kim/ne olmayı umuyoruz cavcavlarım? lütfen düşlediklerimizi yazalım,ilerde bir gün buraya bakar ne istemişiz neler olmuş neler olmamış diye güler eğleniriz:) umarım eğleniriz yani:p

ozaman ben yeni planlarımı yazıyorum:
hep 3-4 günlük bir iş bulayım,kreşte falan çalışayım boş günlerde yüksek lisansa hazırlanırım diyordum ama vazgeçtim..yaşım daha 23 (bazılarınız için büyük kaçabilir..) , kazandığım parayla gideyim keman kursuna gideyim gitar kursuna gideyim bateri kursuna..:) kendimi müzüğe adayım,eğlenceli de hem,hayatın keyfini çıkarayım,neymiş bu ales kpds fln of pof içimi sıkıntı bastı acelem mi var sanki.! sonra ispanyolca italyanca fln öğrenip turlara katılayım maksat muhabbet olsun gezme olsun:p şöle 3 güne 800 tl veren gönlüme uygun bir kreş olsaaa.....

PsiCavCavlar kim midir?



PsiCavcavlar saygın bir üniversitenin saygın bir bölümünden mezun olmak üzere olan, pek de saygın olmayan kimselerdir. 15 kişiden oluşan bu grup, 4 yıl boyunca psikoloji eğitimi almış olmakla beraber, henüz kendilerine bile bi faydaları dokunmamıştır. Hepsi Türkiye'nin dört bir yanından kalkıp gelmiştir ve "hepsine sorsanız ayrı ayrı psikoloji okuma sebebiniz nedir diye, 15 ayrı sebep çıkar size" demek isterdim, ancak diyemiyorum. Aslında çoğu bilmiyordur niye psikoloji okuduğunu, hoşlarına gitmiştir işte, ilgilerini çekmiştir, başka bir alanda düşünememişlerdir kendilerini, ee sevmişlerdir de bölümü, eee daha başka sebebe ne hacet, illa çok farklı, derin sebepleri mi olmalı insanın bu bölümü seçerken :S 


Sonraaa, öyle büyük başarıları yoktur PsiCavcavların, öyle kongrelerde, sempozyumlarda adları duyulmamıştır, hatta hocalar bile bilmez çoğunun ismini, hocalar bilmez belki ama büfeci Dursun Abi tanır mesela onları, fotoğrafçı Nebi Abi, sonra Murat Abi ve Mustafa Abi de :)

26 Mayıs 2012 Cumartesi

Bir mutfak hikayesi: 'Çikolata kokulu eller...'

   Tüm işin, gücün, sınavların ve tez stresinin arasında kendimi mutfağa atmış olarak buldum yine! Bir gözüm telefonda 'ya tez için çalışmam gerekirse' diye... Nedir beni mutfağa çeken, nedir elimin silgi tozuyla hamur işine karışma sebebim anlayabilmiş değilim!
   Oysa her şey annemin, hala eski mahalle kültüründen kalma ananevi bir yardım çabasıyla başlamıştı. Komşunun misafirleri için kurabiye yapma kararı almış olan annemin 'onu nasıl yapıyordun Hilal?' sorusuyla birden kendimi 'kurabiyeci' tayin edivermiştim. Sonrasında, Mecnun misali, gözlerimi kıstım ve 'olay bende' dedim. Bir paket margarin, bir yumurta, birer paket kabartma tozu ve vanilyayı çıkararak masanın üzerine koyduğumuzda 'yarım saat sonra bu iş biter' havalarında olduğumu şimdi fark edebiliyorum. Mutfaktaki bulaşıkları makineye yerleştirmemin hemen arkasından, margarinin yumuşamasını beklerken, çikolata sosunu yapmanın bana zaman kazandıracağından emindim. Sadece beş dakika sonra bir bardak süt, bir yemek kaşığı kakao, beş yemek kaşığı şeker ve bir tatlı kaşığı nişastayı ocağın üzerindeki cezvede karıştırırken buldum kendimi. Sonraki beş dakikada ise yalnız olduğum mutfakta, bir yandan topaklanmaması için sosu karıştırıyor; diğer taraftan da düşünüyordum. 'Neyi' veya 'kimi' diye sorsanız cevap veremem. Tıpkı gece rüya gördüğünüzden emin olup, ne gördüğünüzü asla hatırlayamamanız gibi...

20 Mayıs 2012 Pazar

Peki biz kimiz?

 Blogu ilk açtığımda sanki yeni bir evin, yeni bir ofisin ya da kısaca yeni bir hayatın kapısını araladığımı hissettim. Sanki önüme çıkan bu bembayaz sayfalarda kimi zaman duygusal, kimi zaman eğlenceli; yani yaşam gibi, yaşamak gibi bir var oluşun kıyısında duruyordum.
 İşte bu, yeni ve güzel, sanal var oluşumuzu tanımlamak istedim sonra. Belki PsiCavCavlar'ın bir çoğunun fazla anlaşılmaz veya fazla zorlama olduğunu düşünecekleri, ilk yazımı yazarken; öznel bir PsiCavCavlar tanımı yapıyorum ve bunu yaparken de aslında, blogumuzun kuruluşunu; öznelliğimizin özel olduğuna dayandırarak yaptığımızı hatırlıyorum.
 Biz blogumuzu kurarken, kimseler okumayacak olsa bile, birbirimizi okuyabilmek adına çıktık yola. Paha biçilemez paylaşımlarımızın ötesinde, PsiCavCavlar'ın iç dünyasından; dış dünyaya bakışını seyre dalmaya geldik bu sanal yaşama.
 'Peki siz kimsiniz arkadaş?!!' sorusuna gelince:'ben, sen, o, biz, siz, onlar...' yani kısacası biz herkes kadar umursamaz, herkes kadar mutlu, herkes kadar başarısız, herkes kadar güzel... kısacası herkes kadar sıradan insanlarız...
 Bizi okumanız ya da okumamanız, beğenmeniz veya beğenmemeniz, görüşlerimize katılmanız ya da katılmamanız hiç önemli değil! Bizim istediğimiz sadece, tüm insanların ve insan olanların hakkettiği gibi, var oluşumuza saygı duymanız...
 Güzel günler, mutlu yarınlar, her daim gülecek olan gözler ve tabi ki CavCavlar aşkına!!! Blogumuz hepimize hayırlı olsun!

19 Mayıs 2012 Cumartesi

Ama Babacığım...

Böyle büyür insanlar, ağlamak çare değil... Zaman değirmenini durdurmak kolay değil...
(Böyle pat diye girince anlamsız gelebilir ama  ben blog için bir şeyler yazıyım dedim, biraz dağıldım açıkçası, yazdıklarımın üstüne de şarkının burası çok uygun geldi :) Önce şarkıyı paylaşıyım çünkü yazının biraz daha işi var :))